4 Nisan 2019 In Genel, Kulak By admin

Yenidoğan İşitme Taraması

Yenidoğan İşitme Taraması

İşitme kaybı 1000’de yaklaşık 2-4 bebeklerde görülen, en sık görülen doğumsal anomalilerden biridir. işitme kaybı ile doğan bebeklerin kadar %50’ sinde bilinen hiçbir risk faktörü saptanamamıştır. Erken tanı ve müdahale ciddi psikososyal eğitim ve dilsel sorunları önleyebilir.

Yenidoğan İşitme Taraması Programı Nedir?

Yenidoğan bebeğin işitme taraması programı, doğumdan hemen sonra bebeklerde işitme kayıplarını tespit etmek için dizayn edilmiştir. Bütün devletler hastaneleri ve doğum kliniği olan hastanelerde işitme taraması protokolleri hayata geçirilmiştir. İşitme tarama testlerinin yaklaşık % 95’i hastane ya da doğum kliniklerine, bebek çıkmadan önce yapılır.Genellikle, hastanelerdeki hemşire veya sağlık görevlisi bebeklerde test için otomatik ekipman kullanımı ile ilgili eğitim alırlar. Hasta taburcu edilmeden önce
işitme taraması testi yapılır, test sonucunda sorun olduğu görülürse, test tekrarlanır ve yine sorun olduğu görülürse ileri test ve değerlendirme için hasta kulak burun boğaz uzmanına yönlendirilir.

Yenidoğan Bebeklerde İşitme Taraması Programı Neden Önemlidir?

Yenidoğan bebeklerin yaklaşık %1-2’ sinde işitme kaybı görülmektedir. Farklı ülkelerdeki Ulusal Sağlık Enstitüleri, Kulak Burun Boğaz Baş ve Boyun Cerrahisi Amerikan Akademisi ve Amerikan Pediatri Akademisi de dahil olmak üzere birçok ulusal komiteler, bebeklerde işitme kaybının mümkün olan en erken zamanda tespit edilmesini ve tedavinin de mümkün olduğunda erken (özellikle yaşamın ilk 6 ayından önce) başlamasını önermektedirler. Yapılan araştırmalarda, 6 aylıktan önce işitme kaybı tespit edilen ve rehabilitasyon programlarına alınan çocukların anaokuluna girmek ve akranları ile eşdeğer becerilerini geliştirme konusunda daha fazla şansa sahip olduğu saptanmıştır. İşitme kaybı daha geç saptanan çocuklarda (genellikle işitme kaybı olan çocuklarda, işitme sorunları daha yaygın olarak 2-3 yaş civarında farkedilir) akranlarına kıyasla konuşma, dil ve bilinçsel yeteneklerini geri
dönüşümsüz ve kalıcı bozukluklar ortaya çıkabilir.

Yenidoğan İşitme Taramasının Gerekli Olduğu Durumlar

Önceki işitme tarama programları sadece işitme kaybı açısından önemli risk faktörleri bulunan bebeklere yönelik olarak uygulanırken; yeni tarama programında hamilelik sırasında çeşitli hastalıklar geçiren ya da iç kulağa
toksik etkileri bulunan ilaçlardan kullanan annelerin bebeklerine ve aşağıdaki durumları olan yenidoğanlar da dahil edilmiştir. Bu durumlar:

– Düşük doğum ağırlığı ve / veya prematürite veya oksijen yoksunluğu veya doğumda solunum güçlüğü
– Yüksek bilirubin düzeylerinin olması
– İşitme kaybı ile ilişkili sendromlar
– Anormal baş veya yüz yapıları
– Sitomegalovirüs (CMV), frengi (sifiliz), herpes veya toksoplazma gibi enfeksiyonlar
– Düşük Apgar skoru

Güncel test protokolleri tüm yenidoğanların hastaneden çıkmadan önce bir işitme testi yaptırmasını önermektedir. Bu programın amacı, erken yaşta tüm işitme engelli bebekleri belirlemek ve çocukların sağlıklı ve daha
üretken bir hayat şansını artırmak.

Bebeklerde İşitme Nasıl Test Edilir?

Bebeklerde işitme testi olarak genellikle iki test kullanılmaktadır. İşitsel beyinsapı cevapları (ABR) ve otoakustik emisyon (OAE). Bu testler, noninvaziv, otomatiktir ve bebeklerde herhangi bir gözlemlenebilir yanıta
ihtiyaç duymaz.

Otoakustik Emisyon Testleri (OAE)

Otoakustik emisyon testleri bebeklerin canını yakmadan, kolayca uygulanabilir. Bir ses uyaranına cevap olarak kulak iç kulak (koklea) tarafından üretilen akustik tepkisi ölçülmektedir. Test bebeğin kulağına bir mikrofon ve hoparlör içeren küçük bir sonda yerleştirilerek yapılır. Bebek sessizce dinlenmekte olduğu gibi, sesler prob içinde üretilir. Koklea sesi işleme koyduğunda, bir elektrik uyaran beyin sapına gönderilir. Buna ek
olarak, koklea tarafından üretilen ikinci bir ses bebeğin kulak kanalına geri çıkar. Bu koklea tarafından üretilen ve dış kulak kanalından ölçülebilen düşün şiddetteki ses dalgaları “otoakustik emisyon” olarak adlandırılır. Emisyon daha sonra mikrofon prob ile kaydedilir ve bir bilgisayar ekranında gösterilir. Test sonuçları geçti (pass) ya da kaldı (refer) olarak yorumlanır. Test genellikle 5-8 dakika sürer.

İşitsel Beyinsapı Cevapları (ABR ya da BERA testi)

İşitsel beyinsapı cevapları ise daha ayrıntılı ve tüm işitme yollarının değerlendirilebildiği bir testtir. Test sırasında bebeğin uyuması gerekmektedir. Sese karşı oluşan beyin sapı cevabı fizyolojik olarak ölçülmesi işlemdir. Bu testte, kulak, beyin sapı ile işitme sisteminin bütünlüğü test edilir. Çeşitli sesler kulaklık ile bebeğin kulağına gönderilir, bunun ardından, bebek kafasına 4-5 elektrot yerleştirildikten sonra beyin
sapı cevapları ölçülür. Sinir tarafından üretilen bu elektriksel aktivite elektrotlar tarafından kaydedilebilir ve bir bilgisayar ekranında dalga olarak temsil edilir. Test süresi genellikle 5-15 dakika civarındadır.

OAE ve ABR Testlerinin Avantaj ve Dezavantajları

OAE kolay ve düşük maliyetlidir. Ancak, yalancı pozitiflik oranı (normal işiten bir bebekte test sonucunun olumsuz olarak yorumlanması) Kulak kiri ve dış kulak yolu ile ilgili sorunlar bu test sonuçlarını etkileyebilir. Test yaşamın ilk üç gün boyunca yapıldığında ABR testi için yalancı pozitiflik oranı yaklaşık % 4’tür. OAE testleri için yalancı pozitiflik oranı yaşamın ilk üç gün boyunca yapılan test için % 5-21'dir. ABR ve OAE testleri arasındaki bu büyük farklılığın nedeni, yenidoğanda kulak kanalında bulunan kalıntı amniyon sıvısı ve verniksin OAE test cihazının probunu
etkilemesidir.

No Comments

Your email address will not be published.